ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi bu yıl ABD’de %85 ihtimalle yoğun geçecek bir kasırga sezonu bekliyor. Tahminlerde 13 civarındaki kasırganın altısının Kategori 3 veya daha yüksek seviyede olacağı belirtiliyor. ABD, Alberto Tropik Fırtınası’nın ve Beryl Kasırgası’nın acısını halihazırda hissetti. Huoston’da hissedilen kasırga Kategori 1 hasara yol açtı.
Beryl Kasırgası için hasar tahminleri şimdiden 30 milyar doları aşıyor. Doğal felaketlerden kaynaklanan zararları modelleyen Boston merkezli bir şirket Karen Clark’a göre özel sigorta şirketleri kayıplar için 2.7 milyar doların üzerinde ödeme yapacak. Üstelik eylül ayına kadar devam edecek olan kasırga mevsimi daha yeni başlıyor.
Forbes’un haberine göre felaket tahvillerine yatırım yapma iştahı ise her geçen gün artıyor. Tahvillerin performansı göz önüne alındığında ise bu pek de büyük bir sürpriz değil. Söz konusu tahviller sigortacıların doğal afetlerin etkilerine karşı korunma yöntemi olarak tanınır. Yatırımcılarsa felaketlerin belirli hasar sınırını aşmaması halinde sağlam getiriler elde edebilir.
Geçen yıl doğal afet tahvilleri %20’yle herhangi bir alternatif varlık sınıfı arasında en fazla getiriyi sağladı. Chartered Alternative Investment Analyst Association verilerine göre, felaket tahvillerinin getirisi ortalama bir hedge fonunun iki katı, kereste yatırımlarının iki katı ve özel sermaye satın alma fonlarından elde edilen getirilerin dört katıydı. Yakın zamanda ABD’de halka arz olacak bir ETF ise bu yüksek getirili tahvillerden yararlanmayı daha basit hale getirmeyi hedefliyor.
942 milyon dolarlık varlığı yöneten Dallas merkezli bir varlık yöneticisi, Brookmont Capital, 12 Temmuz’da felaket tahvili borsa yatırım fonu için ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na bir izahname sundu. Üstelik fonun borsa işlemlerinde adeta kasırgaların öfkesini yansıtan ‘ROAR’ ifadesini kullanması öneriliyor.
İzahnameye göre fon aktif olarak yönetilecek ve net varlıklarının en az %80’i felaket tahvillerine ve diğer sigortaya bağlı menkul kıymetlere yatırılacak. İzahname, yalnızca temerrüt, faiz oranı dalgalanmaları ve ön ödeme gibi tipik kredi risklerini değil, aynı zamanda Kaliforniya’daki depremler, Japonya’daki tayfunlar ve Avrupa’daki fırtınalar gibi belirli tehlikeleri de kâr fırsatı olarak görüyor. Fonun ücretleri ve giderleri açıklanmadı.
Brookmont’un Baş Yatırım Sorumlusu Ethan Powell, on yıldır bir felaket tahvili ETF’si başlatmayı düşündüğünü söylüyor. Borsa uzmanı Highland Capital Management’ta yönettiği portföyler için tahvilleri satın aldığını ancak bunları çeşitlendirmenin zor olduğunu söyledi. Powell, “Dört ya da beş felaket tahvili alırdık ve bunlardan biri bozulursa, mahvolurdunuz” diyor.
Powell’a göre yatırımcıların aradığı cevap felaket tahvillerinde gerekli çeşitlendirmenin üstesinden gelebilecek bir ETF. Powell, Brookmont’un öncelikle kurumsal müşterileri hedeflediğini belirtse de ETF’nin birkaç perakende broker tarafından da alınacağını tahmin ediyor. Fon yöneticisi 25 Eylül lansmanı yapılması beklenen fondan sonraki bir yıl içinde en az 200 milyon dolarlık varlık toplamayı hedeflediklerini söyledi.
South Carolina Üniversitesi’ndeki Risk ve Belirsizlik Yönetim Merkezi’nin Direktörü Robert Hartwig, 1992’de Güney Florida’yı harap eden Kategori 5 düzeydeki Andrew Kasırgası’nın ardından söz konusu felaket tahvillerinin ortaya çıktığını söylüyor. Neuberger Berman’ın 2021 raporuna göre, Andrew’un ekonomik etkisi 15,5 milyar dolarlık sigorta zararını aştı ve en az 16 sigortacıyı iflasa sürükledi. Daha sonra, düzenleyiciler ve derecelendirme kuruluşları, sigortacıları sermaye rezervlerini artırmaya zorladı. Normal şartlarda sigortacıların bu parayı öz sermaye satarak yükseltmesi gerekirdi. Ancak bu yaklaşım verimsiz görünüyordu. Sigorta şirketleri ise bunun yerine tahvil piyasalarına döndü.
Çürük tahvillerle yarışabilecek oranlar sunan bu tahviller en aşırı risklerden bazılarını kapsam dışında tutarak daha katı sermaye gereksinimlerini karşılamak için bu tahvillere başvurabiliyor. Felaket tahvilleri genellikle sağlam kredi notlarına sahip sigortacılar tarafından destekleniyor. Dolayısıyla yatırımcılar da geri ödeme konusunda fazla endişelenmiyor. Yüksek getirilerse sigortacıların temerrüde düşme olasılığının bir yansıması değil, daha ziyade nadir, felaket olaylarının riskini aktarmak için ödenen bir prim niteliği taşıyor. Yatırımcılar, esasen büyük bir fırtına baş gösterdiğinde ortaya çıkan maliyeti paylaşıyorlar.
ABD Merkez Bankası’nın Chicago şubesindeki kayıtlar felaket tahvillerinin nasıl çalıştığını bir örnekle gösteriyor:
2010 yılında Wisconsin merkezli bir sigorta şirketi olan American Family Mutual Insurance fırtına ve kasırga kayıplarını önlemek istedi. Sigortacı, fırtınalara bağlı toplam sektör kayıplarının üç yıllık bir süre içinde 825 milyon doları aşması durumunda yatırımcılardan 100 milyon dolar destek istedi.
Bunun sonucunda Mariah Re verilen özel amaçlı bir araç, tahvili ihraç etmek ve gelirleri elinde tutmak için kuruldu. Yatırımcılar tahvili 100 milyon dolar sağlayarak finanse etti. 825 milyon doların üzerindeki her bir kayıp için 925 milyon dolara kadar tahvil alıcıları sorumlu tutuldu. 100 milyon dolar, daha sonra bir ABD Hazinesi para piyasası fonuna yatırım yapan Mariah Re tarafından tutuldu. Mariah Re’ye daha sonra American Family tarafından üç yıl boyunca yıllık %6.25 ödendi. Para piyasası fonundan alınan faiz ve tahvil için ödenen %6,25’lik kısım yatırımcılara aktarıldı.
Yatırımcıların karşılaştığı risk ise şöyle:
Hasar 925 milyon doları aşarsa, 100 milyon dolarlık anaparalarının tamamını kaybedecekler. 825 milyon dolar ile 925 milyon dolar arasındaki zararlar içinse, yatırımcılar kısmi kayıplara yatırım yapacak ve dolar bazında tam ilk yatırımlarından daha azını geri alacaklar. Felaketin ekonomik etkisi dönem boyunca 825 milyon doların altındaysa, 100 milyon dolarlık anaparalarının tamamını faiz getirileriyle birlikte geri alacaklar.
Ancak 2011 yılında ABD’yi kasıp kavuran kasırga dalgası sonucu sektördeki genel zararı 954.6 milyon dolardı. Diğer bir deyişle 825 milyon dolarlık sınırın 129.6 milyon dolar ötesindeydi. Dolayısıyla tahvilin 100 milyon dolarlık anaparası tamamen silindi.
South Carolina Üniversitesi’nden Hartwig finansın temel amacının riskleri dağıtmak olduğunu hatırlatarak şu açıklamada bulundu: “Finansın riski ve riskin getirilerini ölçmeyi hedefleyen bir disiplin olduğunu temel olarak anlamadan finansı gerçek anlamda idrak edemezsiniz.”