Pasif yatırım stratejisiyle yönetilen endeks yatırımları, geçmişte olduğu gibi iyi bir çeşitlendirme sağlamıyor. S&P 500’de 11 farklı sektör bulunmasına rağmen, teknoloji hisseleri endeksin neredeyse yarısını oluşturuyor.
Yoğunlaşan Teknoloji Sektörü
Sadece 10 yıl önce teknoloji sektörü, ABD borsalarının gösterge endeksi S&P 500’ün %18’ini oluşturuyordu. Bugün ise bu oran %40’a yükseldi. Barron’s yazarı Michael Clarfeld, endeksteki yoğunlaşma tehdidinin tek tek hisse senetleri ele alındığında daha da ciddileştiğini belirtiyor. ABD borsalarının en büyük üç hissesi olan Apple, Microsoft ve Nvidia, teknoloji sektöründe yer alıyor ve bu üç hisse, 28 Temmuz itibariyle endeksin %20,9’unu temsil ediyor. Bu, endeksin dibindeki 362 hisse senediyle aynı ağırlığa sahip oldukları anlamına geliyor.
Endeksin Sektörel Dağılımı
Endeksi oluşturan analistler, sektördeki bu yığılmayı dağıtmak için hangi şirketlerin teknoloji şirketi olarak sayıldığını periyodik olarak ayarlıyor. Örneğin, Alphabet ve Meta 2018 yılında telekomünikasyon hizmetleri sınıfına, 2023’te ise Visa ve Mastercard finans sınıfına dahil edildi. Ancak Clarfeld, bu dört hisse senedinin orijinal olarak yer aldıkları teknoloji sektörü içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor.
Endeksleme ve Pasif Yatırım Yönetimi
S&P 500 Endeksi, ABD’deki en büyük halka açık şirketleri piyasa değerine göre ağırlıklandırır. Dolayısıyla, teknoloji hisselerinin artan ağırlığı, bu firmaların artan piyasa değerini yansıtıyor. ABD borsalarının yoğunlaşmasındaki son artış, modern yatırımın iki temel yöntemini gündeme getiriyor: endeksleme ve pasif yatırım yönetimi. Pasif yatırımın lehine olan orijinal argüman, ortalama bir yatırımcının maliyetleri düşük tutarak ve endeksi yenmek amacıyla değil taklit etmek için yatırım yaparak uzun vadede en üst düzey performansı gösterebileceği yönündeydi.
Ancak günümüzün pasif endeks yatırımı argümanı yanıltıcı görünüyor. Pasif yönetilen varlıklar artık borsanın çoğunluğunu temsil ediyor. Aktif olarak yönetilen para piyasalara hakim olduğunda, aktif yatırımcılar takas fiyatlarını belirler ve pasif yatırımcılar dalgalanmalara karşı hazırlıklı olur. Günümüzde ise menkul kıymetlerin fiyatları genellikle aktif yatırımcı kararları tarafından değil, pasif para akışı tarafından yönlendiriliyor.
Riskler ve Yansımalar
Endekslerin daha yoğun hale gelmesiyle yansıma etkisi ortaya çıkıyor. Büyük endeksler artık piyasayı ölçmek için tarafsız göstergeler sağlamıyor. Bunun yerine piyasayı belirliyor. Pasif yatırımcılar, piyasa döngüleri boyunca performanslarını optimum seviyede tutarken, anlık aşırılıklar sırasında mutlak riski azaltmak için hiçbir şey yapmıyor. Oysa piyasa yoğunluğu ve değerlemeler tüm zamanların zirvesine yakınken, yatırımcıların bu stratejinin risklerine odaklanması gerekiyor.
Teknoloji sektörü endeksin %40’ını temsil ediyorsa ve 2024’ün başından bu yana bu sektör, endeksin diğer %60’lık kısmının üç katından fazla yükseliyorsa, endeks yatırımı yapanların teknoloji hisselerinin %40’ından fazlasına sahip olmadan yüksek performans göstermesi neredeyse imkansızdır. Riskten kaçınmak isteyen yatırımcıların bu stratejiyi sorgulaması gerekiyor.
Varlık Yöneticilerinin Sorumluluğu
Varlık yöneticilerinin müşterilerine karşı güven sağlama sorumluluğu vardır. S&P 500 Endeksi’nin performansını geçmeye çalışan bir fon yöneticisi ise şu soruyla karşı karşıya kalır: “İhtiyatlı bir yatırımcı, birincil öz sermaye yatırımlarının %40’ından fazlasını tek bir sektöre koymalı mı?”
Borsalar yükselirken bu tür bir yoğunlaşma sorun olmayabilir. Hatta olumlu bir etki de yaratabilir. Bir hisse senedindeki artış, benzer hisselerin fiyatlarını da yukarı çeker ve güçlendirici bir ivme yaratır. Yakın tarihli bir akademik makale, pasif yatırımlara girişlerin en büyük hisse senetlerindeki sistematik fiyat artışlarına ve bu hisselerin aşırı değerlenmesine neden olduğunu ortaya koyuyor. Ancak hisse senetleri düşüşe geçtiğinde bu yoğunlaşma ciddi derecede can acıtabilir.
Barron’s yazarı Michael Clarfeld, pasif fon yatırımlarıyla ilgili ünlü bir atasözünü hatırlatıyor: “Bilge olan başlangıçta ne yapıyorsa, aptal olan da aynısını sonunda yapar.”