GR. ALTIN3.005,89
BTC95.906,47
ETH3.307,91
LTC94,20
BNB647,23
SOL247,14
AVAX39,46
ADA0,97
DOT8,40
24 Kasım 2024, Paz

Dolardaki düşüş trendi sona mı eriyor?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

Dolar uzun süredir devam eden istikrarlı yükselişin ardından son birkaç aydır kazançlarını geri veriyor. Temmuz ayının sonuna kadar olan bir yılda dolar ABD Merkez Bankası (FED) tarafından takip edilen geniş bir döviz sepetine karşı %5 değer kazandı. Daha sonrasında ise eylül ayında FED tarafından gerçekleştirilen 50 baz puanlık dev faiz indiriminin ardından yatırımcılar tarafında nispeten daha az cazip bir para birimi haline geldi.

Financial Times’ın haberine göreyse özellikle geçen hafta açıklanan güçlü aylık istihdam verilerinin ardından doların düşüş eğiliminde kalması pek muhtemel görünmüyor.

FT haberinde Bridgewater Associates Baş Yatırım Stratejisti Rebecca Patterson döviz piyasalarının kamuya açık bilgileri fiyatladığına dikkat çekti. Diğer bir deyişle doların mevcut değeri Kasım ile 2025’in sonu arasında FED’in %1,5’lik faiz indirimi beklentilerini de yansıtıyor. Merkez bankası yönetiminin hâlâ daha fazla faiz indirimi gerçekleşmesi ihtimali de mümkün. Ancak Patterson’a göre son istihdam verilerinden sonra bu beklenti biraz daha zor hale geldi. Zira 10 yıllık ABD Hazinesi tahvil getirileri istihdam verileriyle birlikte şimdiden desteklendi ve %4’lük kilit noktayı aştı.

Baş stratejiste göre doları desteklemesi beklenen daha geniş çaplı güçler de mevcut. Petterson döviz kuru eğilimlerinin sınır ötesi ticaret ve sermaye akışlarının yanı sıra büyük ölçüde maliye ve para politikası gibi bu akışları etkileyen faktörlerin bir fonksiyonu olduğunu hatırlatıyor. Başka bir deyişle doların zayıflaması için ABD’ye net sermaye girişlerinin, yani dolar talebinin, ticaretle ilgili net dolar satışından daha küçük olması gerekiyor.

Son on yılın çoğunda ABD Doları, doğrudan yatırım için ABD’ye gelen yurtdışı fonlara ek olarak, ABD kamu ve özel hisse senetlerine ve tahvillerine istikrarlı bir sermaye girişinden de yararlandı. Dolar cinsinden varlıkların cazipliği, güçlü büyüme, nispeten cazip tahvil getirileri ve yenilikçi bir teknoloji sektörünün borsada daha fazla performans göstermeye yardımcı olabileceğine dair beklentilerle desteklendi.

Baş stratejiste göre bugün ABD varlıklarının aşırı sevildiği ve bu talebin hem varlıkları hem de doları savunmasız konumda bıraktığı söylenebilir. Örnek vermek gerekirse ABD borsalarının gösterge endeksi S&P 500’ün son 12 aydaki FK oranı 24 kata yükseldi. Bu oran 10 yıllık ortalama olan 18 kat seviyesinin önemli ölçüde üzerinde.

Denizaşırı piyasalardaki değerlemelerin cazip olması Patterson’a göre dolardan uzaklaşmayı teşvik etmek için yetersiz. Dolar genellikle ABD ekonomisi ve piyasaları iyi durumdayken ancak denizaşırı ekonomiler momentum yakaladığında uzun süreli zayıf performans gösteriyor. Zira söz konusu kombinasyon hem Amerikalı olmayan yatırımcıları sermayelerini eve götürmelerine ikna ediyor, hem de Amerikalı yatırımcıların yabancı varlıklara olan yatırımlarını artırmaya teşvik ediyor.

Bu tür bir ortam Çin’de son açıklanan ekonomik teşvikler ve daha fazla teşviğin geleceği vaatleriyle bir kez daha ortaya çıkmış olabilir. Yatırımcılar Çin hisse senetleri ve yuan satın alarak dolar karşısında yuanı 16 ayın en yüksek seviyesine çıkardı. Şimdi asıl soru ise Çin hükümetinin son çabalarının tüketici güvenini ve harcamaları anlamlı ve sürdürülebilir bir şekilde artırmak için yeterli olup olmayacağı.

Dolar yatırımcıları için bu oldukça önemli. ABD dışında Çin ve Avrupa gibi alanlarda ekonomik büyümede sürekli bir iyileşme olmazsa ABD’nin yumuşak inişi dolar bazlı varlıkların daha fazla sermaye çekmesiyle sonuçlanabilir. FED yönetimi para politikasında gevşemeyi savunsa da dolar bir anda ‘en kötü muhitin en iyi evine’ dönüşebilir.

Elbette, yeni yıla girerken doların gücünü yeniden toparlama potansiyeli var ve bu farklı kanallardan gelebilir. FED’in gevşemesi ve altta yatan tüketici direnci, ABD ekonomik büyümesinin diğer ekonomileri geride bırakmasına izin verirse, dolar varlıklarına daha da fazla para akışı gerçekleşebilir.

Kasım ayındaki ABD seçimleri agresif bir ticaret savaşıyla sonuçlanırsa dolar beklenmedik bir biçimde güçlenebilir. ABD’de yurt içi enflasyon canlanırken yurtdışında beklenen büyümeyi baskılanabilir ve FED’in para politikasında serbestleşme döngüsü yavaşlayabilir.

Son olarak Petterson’a göre tarih tekerrür ederse ve dünya bir resesyon krizine girerse bu ihtimalde kazanan dolar olacaktır. Resesyon ortamı ABD sabit gelirli varlıklarının desteklendiği bir dönemdir ve sermaye akışları bu süreçte dolara destek olur. Dolayısıyla 2025’e girerken ekonomi için olabilecek en kötü senaryo dolar için en iyi durum olarak gözüküyor. Fakat şimdilik, Dolar konusunda iyimserlerin mi kötümserlerin mi kazanacağı belli değil.

Reklam Alanı
0
be_endim
Beğendim
0
dikkatimi_ekti
Dikkatimi Çekti
0
do_ru_bilgi
Doğru Bilgi
0
e_siz_bilgi
Eşsiz Bilgi
0
alk_l_yorum
Alkışlıyorum
0
sevdim
Sevdim
Sorumluluk Reddi Beyanı:

Pellentesque mauris nisi, ornare quis ornare non, posuere at mauris. Vivamus gravida lectus libero, a dictum massa laoreet in. Nulla facilisi. Cras at justo elit. Duis vel augue nec tellus pretium semper. Duis in consequat lectus. In posuere iaculis dignissim.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

BigBorsa ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!