GR. ALTIN2.837,26
BTC90.747,88
ETH3.147,17
LTC92,25
BNB626,10
SOL214,10
AVAX34,88
ADA0,76
DOT5,54
16 Kasım 2024, Cts

Seçimleri kim kazanırsa kazansın kaos ihtimali yüksek

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

ABD’de önde gelen anketörler, seçimi kim kazanırsa kazansın potansiyel bir kaos konusunda uyarıyor. Farklar ‘jilet kadar ince’, sisteme duyulan güven ise tüm zamanların en düşük seviyesinde.

ABD başkanlık seçimi bu gece yarısı yapılacak ve bu, tüm dünyada çok önemli seçimlerin yaşandığı bir yılın en önemli seçimi olacak. Yaklaşık 72 milyon Amerikalının oylarını kullandığı düşünülüyor; bu, toplamın yaklaşık yüzde 45’ine karşılık geliyor. Bu rakamlarla 2020 sayımının gerisinde olunsa da 2016’nın çok önünde olunduğu görülüyor. Bu da, Amerikan demokrasisinin eyleme geçtiğini gösteriyor.

İki Amerika’nın hikayesi

Fortune’dan Clifford Young ve Chris Jackson’ın haberine göre, anketler, ulusal düzeyde ve yedi önemli salıncak eyalette başa baş bir yarış öngörüyor. Kimin önde olduğunu söylemek zor olsa da Ipsos’ta, eski Başkan Donald Trump’a hafif bir üstünlük veriliyor ancak karışık sinyaller göz önüne alındığında sonuç hakkında düşük bir inanç düzeyinde olunduğunun altının çizilmesi gerekiyor. Böylesine yakın bir yarış, bölünmüş ve kutuplaşmış bir Amerika’nın en açık tezahürü niteliğinde; bu, iki Amerika’nın hikayesidir. Bu tespitler de en kritik soruyu doğuruyor: “Amerika böylesine yakın bir sonucu kaldırabilecek mi?”

İlk bakışta, fikir birliğine destek var gibi görünüyor. Son zamanlarda yapılan bir ABC News/Ipsos anketinde, Amerikalıların yüzde 83‘ü seçim sonuçlarını kabul edeceklerini belirtiyor. Ayrıca parti hatları arasında da dikkat çekici bir sıkılaşma görülüyor; böyle bir konumlanma da iki önemli şeyi varsayıyor: Birincisi, sonuçların başlı başına tartışmalı olmayacak olması ve ikincisi, siyasi aktörlerin yenilgiyi diğer tarafa bırakmaya istekli olması. Bunlar oldukça güçlü varsayımlar olarak öne çıkıyor.

Vatandaşlar sistemin bozuk olduğuna inanıyor

Kamuoyuna daha yakından bakıldığında Amerikan demokrasisinin baskı altında olduğu görülüyor. Bu kırılganlığın birden fazla katmanı bulunuyor. Anketler, Amerikalılar da dahil olmak üzere dünyadaki vatandaşların büyük çoğunluğunun var olan sistemi bozuk ve kendilerine karşı hileli olarak gördüğünü gösteriyor. Bu, otoriter çözümleri destekleyen düzen karşıtı duygu, Amerikan ruhunda güçlü bir şekilde kökleşmiş durumda. Bu tür tutumlar yalnızca demokrasinin kırılgan olduğuna dair inancı güçlendiriyor. Yakın zamanda yapılan bir Ipsos anketi, Amerikalıların yüzde 56‘sının ABD demokrasisinin zayıf olduğuna inandığını gösteriyor.

Seçim sisteminin kendisine gelince, Cumhuriyetçilerin seçimi hileli olarak görme olasılığı çok daha yüksek. İktidardan uzak partinin tarihsel olarak seçim sistemine daha az güvendiğini belirtmekte fayda bulunuyor. Cumhuriyetçiler teknik olarak iktidardan uzak bir konumdalar.

Cumhuriyetçilerin tedirginliklerinin çok özel bir gerekçesi de var: Seçmenlerinin birçoğu yasadışı göçmenlerin oy kullanma konusunda bir tufan yaşayacağına inanıyor ve bu, Cumhuriyetçi kayıtlı seçmenlerin yüzde 66’sına karşılık geliyor. Ayrıca posta yoluyla oy kullanmanın doğası gereği hileli bir yöntem olduğuna inanıyorlar. Bu, seçmen kimliği gerektirmemesiyle birleştiğinde, Cumhuriyetçi seçmenlerin şüpheciliğine katkıda bulunuyor.

Buna karşılık, Demokratlar özellikle Seçim Kurulu’na (Electoral College) güvenmiyor ve bunun adil olmadığını düşünüyor. Sadece yüzde 40‘ı Seçim Kurulu’nu adil görüyor. Harris halk oylamasını kazanırsa ancak Seçim Kurulu’nu kaybederse, ki bu son yüzyılda üçüncü kez olacak, genel bir Demokrat öfkesi ve inançsızlığı beklemek doğru görünüyor. Özetle, herhangi bir seçim konsensüsünün yapı taşlarının çok zayıf olduğu gözüküyor.

Tehlikeli dinamikler

Seçim dinamikleri ayrıca iki nedenden ötürü seçim konsensüsünün sağlanmasını zorlaştırıyor. Birincisi, ince farklar, sayımı ve belgelendirmeyi haftalarca olmasa bile günlerce uzatabilme tehlikesi taşıyor. Örneğin Pensilvanya’da Trump 2016’da 40.000’den biraz fazla oy farkıyla kazandı. Biden ise 2020’de 80.000’den biraz fazla oy farkıyla kazandı. Bunlar gerçekten de son derece yakın farklar. Bugünkü anketler de aynı şekilde yakın bir sonucu gösteriyor.

Elbette, anketler sadece bir veya iki puanlık bir sapma gösterirse bu, taraflardan birinin zafer kazanmasına yol açabilir. Kaybeden taraf ise hileli bir sistemden dem vuracaktır.

Reklam Alanı

Sayım devam ederse, yanlış bilgi ve sisteme yönelik saldırıların artması normal karşılanmalı. 2020’de, seçim günündeki sayımların Cumhuriyetçileri desteklemesi, sonraki sayımların ise daha çok Demokratları desteklemesi şeklinde bir düzen vardı. Bu tür zamansal değişkenlik, Cumhuriyetçilerin sayımın adil olmadığına dair inancını güçlendirdi. Bu seçimde de bu tür kalıpların geçerli olup olmayacağı hala belirsiz. Ancak risk göz ardı edilmemeli.

İkincisi, her iki kampanya da Amerika’nın krizde olduğunu iddia etmede son derece saldırgandı. Demokratlar ve Harris, ‘demokrasiye yönelik tehditler’ korkusu etrafında birleşti. Onlar için tehdit Trump ve algılanan otoriter eğilimlerdi. Yakın zamanda yapılan bir ABC News/Ipsos anketi, Amerikalıların yüzde 50‘sinin Trump’ın faşist olduğuna inandığını bulguladı. Diğer yandan Trump ve vekilleri, hileli ve bozuk bir sistemin ana akım medya ile elitler arasındaki işbirliğinin sonucu olduğunu vurguladı. Anketler, Amerikalıların ana akım medyayı da elitleri de sevmediğini gösteriyor.

İki kampanya da Amerika’yı kendine karşı silahlandırdı; bu daha çok kendini gerçekleştiren bir kehanete döndü. Artık her iki taraf da diğerinin kazanmasının kaos ve kriz anlamına geldiğine inanıyor. Bu da çaresizliğe işaret ediyor ve her çaresizliğin bir tehlike olduğu biliniyor.

Kurum dışı araçlar ve şiddet

Bu bağlamda, tarafların hiçbirinin marjların darlığı ve rakiplerinin içsel kötülüğüne olan inançları göz önüne alındığında kolayca pes etmeyeceği aşikar. Her ikisi de gerektiğinde itiraz etmek ve savunmak için avukat ordusunu çoktan sıraya dizdi bile. Çok az Amerikalı bu tür yasal eylemleri destekliyor ancak oyun böyle oynanıyor.

Şiddete ve sonuca itiraz etmek için kurum dışı araçlara ise daha az destek var. Çok az Amerikalı siyasi şiddeti destekliyor ancak Amerikalıların çoğunluğu böyle bir şiddetin gerçekleşme olasılığının yüksek olduğuna inanıyor. Üzücü ama Amerika iğne üstünde yürüyor.

Bir kristal küre ise maalesef yok. Bir tarafın veya diğerinin sonucu etkilemek için kurum dışı araçları kullanıp kullanmayacağını söylemek bu nedenle zor. Cumhuriyetçiler sistemin bütünlüğüne Demokratlardan çok daha az güveniyor. Ayrıca ‘ülkeyi geri alacak güçlü bir lideri’ destekleme olasılıkları da daha yüksek.

Trump ve Cumhuriyetçiler 6 Ocak 2021’de başarısız bir meydan okuma başlattı. Geçmiş her zaman bir rehber olmasa da bir emsal oluşturuyor. Amerikalılar ayrıca Trump’ın sonuçları kabul etme olasılığının Harris’ten daha düşük olduğunu düşünüyor. Böyle bir karışıklığın olasılığının düşük olmasına rağmen sıfır olmadığı gözüküyor.

Amerika’nın geleceği için anlamı

Amerika, sonunda kimin galip ilan edileceğine bakılmaksızın seçimden daha zayıf çıkacak. Marj ne kadar dar olursa ve kazananın belirlenmesi ne kadar uzun sürerse sürsün, güvensizliğin o kadar artacağını beklemek gerekiyor. Kaybeden taraf, sonucu hileli bir sisteme bağlamaya meyilli olacaktır. Bu nedenle şiddet için küçük ama dikkate değer bir ihtimal bulunuyor.

Uzun vadede, daha düşük güven yönetimi fikir birliğine varmayı özellikle zorlaştıracaktır. Geleceğe bakıldığında, aynı gün sayım, seçmen kimlik kartları ve Seçim Kurulu’na alternatifler dahil olmak üzere kritik reformların düşünülmesi gerektiği görülüyor.

Gelecek günler ve haftaların, ‘insanların ruhlarını sınayan’ zor günler olması bekleniyor. Tüm beklentilere aykırı olarak, bu seçim bir hezimetle sonuçlanırsa, herkesin şaşıracağı ise açık ancak böyle bir durumda seçim meşruiyetinin kendini daha kolay bulabileceği de işin artısı. Bunun yerine seçim yakın sonuçlanırsa, mevcut eğilimlerin muhtemelen en kötü senaryoyu ortaya çıkarması bekleniyor: Püriten dürüstlük ve kabilecilik.

Kazanan taraf Amerika’yı birleştirecek kadar liderlik gösterecek mi? En iyisini ummak ama en kötüsüne hazırlıklı olmak gerekiyor.

0
be_endim
Beğendim
0
dikkatimi_ekti
Dikkatimi Çekti
0
do_ru_bilgi
Doğru Bilgi
0
e_siz_bilgi
Eşsiz Bilgi
0
alk_l_yorum
Alkışlıyorum
0
sevdim
Sevdim
Sorumluluk Reddi Beyanı:

Pellentesque mauris nisi, ornare quis ornare non, posuere at mauris. Vivamus gravida lectus libero, a dictum massa laoreet in. Nulla facilisi. Cras at justo elit. Duis vel augue nec tellus pretium semper. Duis in consequat lectus. In posuere iaculis dignissim.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

BigBorsa ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!