Amerika Birleşik Devletleri Başkanı yarın seçilecek. Oyların sayılmasının ne kadar süreceği belirsiz ancak haftanın sonuna kadar bir sonraki Başkanın kim olduğunu kesin olarak belli olacak.
Yeni başkanın belli olmasından önce ise özellikle piyasalar açısından çok fazla belirsizlik hakim.
Seçim belirsizliği
Professional Capital Management’ın kurucusu Anthony Pompliano’nun The Pomp Letter’da yer alan makalesine göre, birbiriyle çelişen birden fazla anket bulunuyor. Iowa’daki ünlü Selzer anketi Trump’ı 3 puan geride gösteriyor ancak Iowa için Emerson anketi Trump’ı 10 puandan fazla önde gösteriyor. Peki hangisine inanmak gerekiyor?
Belirsizliği besleyen şey de bu. Her iki taraftaki ‘uzmanlar’ haklı olduklarından oldukça eminler ve bu da neredeyse hiç kimsenin Çarşamba günü ne olacağına dair hiçbir fikri olmadığı anlamına geliyor. Bu, siyasetin seçim sezonu etrafındaki haber döngüsüne hakim olmasının da önemli bir nedeni.
“Amerika Birleşik Devletleri’nin bir sonraki Başkanı kim olacak?” sorusunun cevabı bilinseydi, insanlar çok daha az ilgi duyardı ancak bu medya, tüm bileşenleriyle birlikte yatırımcılar için muazzam miktarda gürültü anlamına geliyor.
Piyasalarda oynaklık artıyor
Bu durum tahmin piyasaları için bile geçerli. Trump geçen hafta 30 puan öndeydi; Trump hafta sonu gerideydi ve Trump dün gece itibariyle 6 puanlık bir farkla tekrar öne geçti. Bu tür bir oynaklık, portföyleriyle ilgili bilinmeyen bir olaya dayalı kısa vadeli kararlar almaya çalışan yatırımcılar için dayanılmaz derecede acı verici olabilir.
Tahmin piyasaları oynaklığın ortaya çıktığı tek yer değil. Bitcoin son 6 aydır 50 bin ila 70 bin dolar aralığında işlem görüyor ve varlık bu altı aylık dönemde yalnızca yaklaşık yüzde 7 oranında değer kazandı.
Bitcoin 11 Ekim’de yaklaşık 60 bin dolardan işlem görüyordu. 30 Ekim’de 73 bin dolardan fazla bir seviyede işlem gördü. Dün gece itibariyle ise 69 bin doların altına geriledi. Açık ki belirsizlik oynaklığı, oynaklık da gürültüyü piyasalara geri getiriyor.
Yatırımcılar ne yapıyor?
Ünlü yatırımcılar Paul Tudor Jones ve Stanley Druckenmiller, her ikisi de kesin olduğuna inandıkları şeylere bahis oynuyor: Artan ulusal borç ve ABD Doları’nın değer kaybetmesi.
Her iki yatırımcı da son haftalarda çeşitli hisse senetlerine, altına veya Bitcoin’e yaptıkları yatırımları övmek için röportaj verdi. Enflasyon ve ABD hükümetinin borcu şişirme zorunluluğu konusunda endişeliydiler. Belli ki, belirsizlik atmosferinde Paul ve Stanley, kesin bahisleri bulmaya çalışıyor ve her iki siyasi parti de ulusal borcu artırmaya devam ediyor.
Warren Buffett farklı bir yaklaşım benimsiyor ve Apple, Bank of America ve diğer holdinglerdeki yatırımlarının büyük bir kısmını satıyor. Berkshire Hathaway’in şu anda 325 milyar dolardan fazla nakiti var ve şirket, Fed’den daha fazla hazine bonosu tutuyor.
Birçok yorumcu, artan nakit yığınını Buffett’ın piyasada bir gerilemenin hemen köşede olabileceğine inandığının bir işareti olarak alıyor. Bu, Buffett’ın yatırımlarını satmasının nedenlerinden biri olabilirken bunu daha iyi açıklayabilecek başka bir argüman daha var: Warren Buffett acaba asıl vergiler konusunda mı endişeli?
Buffett’ın Berkshire yıllık toplantısında önceki Apple satışları hakkındaki cevabına dayanarak öyle olduğunu ima etmek mümkün gözüküyor. Buffett, daha yüksek vergilerin ‘oldukça muhtemel’ olduğuna inanmasının gerekçesi olarak mevcut mali duruma işaret ediyor. Gelecek vergi artışları konusundaki bu endişeyi Berkshire’ın bilançosundaki artan nakitle bir tutan çok fazla insan bulunmaması ise şaşırtıcı.
Belirsizlik günü yönetiyor, yatırımcılar gürültüyü yönlendirmeye çalışıyor
Satışın tek bir suçlusu ya da nedeni yok, bu yüzden olabildiğince çok nedeni anlamak önemli gözüküyor. Ancak bugün içinde bulunulan duruma dair nüanslı bir görüş var: Hisse senetleri 10 yıl içinde daha yüksek olacak, Bitcoin 10 yıl içinde daha yüksek olacak, gayrimenkul 10 yıl içinde daha yüksek olacak ve tahviller değer kaybetmeye devam edecek.
Bu görüşü anlamak için tarih okumak gerekiyor. ABD’nin çöküşü senaryosu onlarca yıldır dillendirilse de Amerika hala inanılmaz derecede dirençli. Coğrafi, ekonomik ve demografik avantajları sayesinde gelişmeye devam ediyor. Yapısal avantajlar ve eğilimler ise günü yönetiyor.
Peki bu bilgiyi bugün nasıl kullanabilirsiniz: “Olası başkanın yatırım portföyünüz üzerindeki etkisi konusunda endişelenmeyi bırakarak.” Yani herhangi bir adayın uzun vadede yıkıcı olması pek olası değil. Bunun yerine, her iki aday altında da devam edecek uzun vadeli eğilimlere odaklanmak gerekiyor.