Piyasa uzmanı Ed Yardeni, Fed belirsizliği ve ABD borç endişeleri arasında hisse senetlerinin bu yılın geri kalanında ‘hiçbir yere gidemeyeceğini’ öne sürüyor.
Yardeni, hisse senedi piyasasının şimdilik bir tavana çarptığını söylüyor.
Gelecek iki ayda yüzde 1’den az kazanç
Insider’dan Jennifer Sor’un haberine göre, piyasa gurusu ve Yardeni Research’ün başkanı olan Ed Yardeni, ABD ekonomisinin gücü ve federal borç bakiyeside dair endişe verici görünüm nedeniyle merkez bankacılarının faiz oranlarını düşürme kapasitesinin sınırlı olduğunu ifade ediyor.
Yardeni, paylaştı notta, “Bu, daha fazla politika gevşemenin 2025’e kadar gelmeyebileceği anlamına geliyor ve S&P 500 yıl sonuna kadar 5.800 puan civarında kalabilir” diye yazıyor. Bu, gelecek iki ayda endeks için yüzde 1’den daha az bir kazanç anlamına geliyor.
Yardeni, Fed’in Eylül ayında devasa bir faiz indirimi yapmasından bu yana hisse senetlerinin zaten ‘hızının kesildiğini’ söylüyor. S&P 500 Endeksi, Fed’in son politika toplantısından bu yana yüzde 2 oranında yükselirken S&P 500 eşit ağırlıklı endeksi ise yüzde 3,8 oranında arttı.
Faiz indirimlerinde duraklama ve ekonomi
Yardeni, “Bu yılın geri kalanında da 5.800 puan civarında seyrederek yatay bir seyir izlemesini bekliyoruz. Seçimden sonra mali politika görünümü muhtemelen belirsizliğini koruyacak ve Fed bu yılın geri kalanında faizleri düşürmeyebilir” diye yazıyor.
Yardeni, son ekonomik verilerdeki güce işaret ederek Fed’in bu hafta veya Aralık ayındaki toplantısından daha fazla faiz indirimi çıkmayabileceğine öne sürüyor. Birincisi, gerçek GSYİH büyümesi üçüncü çeyrekte güçlüydü ve bir önceki yıla göre yüzde 2,8 oranında arttı.
İş ekipmanı yatırımı, bir önceki çeyrekteki yaklaşık yüzde 10‘luk artışın ardından üçüncü çeyrekte yüzde 11 oranında arttı. Ekonomik Analiz Bürosu’nun verilerine göre, özellikle bilgi işlem ekipmanına yapılan yatırım rekor seviyeye ulaştı.
İş piyasasındaki zayıflık ise bazı yatırımcıları endişelendiriyor, ABD ekonomisi Ekim ayında beklenenden çok daha az maaş bordrosu ekledi. Yine de analistler, iş piyasasındaki zayıflığın en azından kısmen sendika grevleri ve Helene ve Milton kasırgaları gibi olayların sonucu olduğunu ifade ediyor. En önemlisi ise, işsizlik oranı geçen ay yüzde 4,1 ile tarihi düşük seviyede seyrediyor.
Tahvil piyasasında borç krizi şartı
Yardeni, tahvil yatırımcıları arasında daha yüksek faiz oranı beklentilerini gösteren tahvil getirilerindeki son artışa işaret ederek, “Tahvil piyasası, Fed’in faizleri çok fazla ve çok erken kestiği yönündeki görüşümüze katılıyor” diye ekliyor.
Bu arada, hükümet borçlanmasının gelecek aylarda artmaya hazır göründüğü ve bunun ekonomistlerin dolaylı olarak enflasyonu körükleyebileceğini ve dolayısıyla Fed’in faiz oranlarını düşürme yeteneğini sınırlayabileceğini söylediği bir faktör olarak öne çıktığı görülüyor.
Yardeni, “Mevcut borç limiti askıya alınması 2 Ocak’ta sona erdiğinde ne bekleyebiliriz? Bölünmüş bir hükümet, geçtiğimiz yılın başlarında yaptığı gibi, Kongre giderek artan borç limitini tartışırken Hazine’yi hükümeti finanse etmek için olağanüstü önlemler almaya zorlayabilir. Washington’un mali aşırılıklarını dizginlemek için tahvil piyasasında bir borç krizi gerekebilir” diye yazıyor.
Yardeni, daha önce yatırımcıları Fed’in 2024’te daha fazla faiz indirimi yapmaması olasılığı konusunda uyarmıştı. Ancak, CME FedWatch aracına göre çoğu yatırımcı Fed’in bu hafta faiz oranlarını 25 baz puan düşürmesini ve Aralık ayında aynı miktarda indirim yapmasını bekliyor.
Bazı tahminciler, iş gücü piyasasının yüzeyde göründüğünden daha zayıf olma ihtimali nedeniyle bu yıl başka bir devasa faiz indirimi bile öngörüyor.