Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü muhtemelen 2025’te dolar güçlenmesine yol açacak.
Singapur Bankası Baş Ekonomisti Mansoor Mohi-uddin’e göre Trump’ın gelişiyle önümüzdeki birkaç çeyrek boyunca, euro pariteye doğru aşağı çekecek ve Çin Yuanı dolar karşısında yaklaşık 7,16’dan 7,50 seviyesine yaklaşacak. 2025’te tam teşekküllü bir ticaret savaşı patlak verirse, euro ve yuan, sırasıyla 2000 ve 1994 yıllarında görülen tüm zamanların en düşük seviyesi olan 0,82 ve 8,73’ün altına bile düşebilir.
Ancak Mohi-uddin’in Financial Times’taki yazısında Trump’ın ikinci dönemi siyasi, mali politikalar ve merkez bankaları açısından yeni krizlere gebe olduğu da belirtiyor. Bu da doların mevcut gücünü tamamen zayıflatabilecek bir durum. Baş ekonomist yatırımcıların doların kendisinin önümüzdeki dört yıl içinde tüm zamanların en düşük seviyelerine gerilemesi ihtimalini göz ardı etmemesi gerektiğini belirtiyor:
“Yeni ABD hükümeti ocak ayında göreve başlıyor. Başlangıçta, doların diğer büyük para birimlerine karşı toparlanmaya devam etmesi muhtemeldir.
Birincisi, GSYİH’nın yüzde 6,5’i ile halihazırda yüksek olan ABD mali açığı, ABD Hazinesi getirileri üzerinde daha fazla yukarı yönlü baskı oluşturarak artma eğilimi gösteriyor. Trump, 2025’in sonunda sona erecek olan 2017 Vergi Kesintileri ve İstihdam Yasası’nın hükümlerini uzatmak istiyor.
Cumhuriyetçiler Kongre’yi tam olarak ele geçiremezse dahi bölünmüş bir Kongre’nin vergi indirimlerini uzatma ihtimali yine de oldukça yüksek. Demokratlar Temsilciler Meclisi’ni yeniden kazanamazsa, Trump yönetiminin vergileri daha da düşürmesi çok daha kolay olacak.
İkincisi, gelecek yılki yüksek tarife artışları ABD’nin yabancı mal ve hizmetlere olan talebini azaltacak. ABD Başkanı, Kongre onayı olmadan kararnameler yoluyla tarifeleri belirleyebilir. Trump, ABD’nin tüm ithalatına yüzde 10’luk kapsamlı bir vergi ve Çin’den gelen mallara yüzde 60’lık bir cezai vergi uygulanmasını gündeme taşıdı.
Trump daha düşük oranlar için pazarlık yapmaya istekli olabilir. Ancak büyük tarifeler tehdidi, Amerika’nın ticaret açığını azaltarak ve ABD enflasyonunu körükleyerek doları destekleyecek ve ABD Merkez Bankası’nın (FED) 2025’te faiz oranlarını düşürmeye devam etme olasılığını azaltacaktır.
Üçüncüsü, Trump’ın göçü engelleme planlarının ABD işgücü piyasasını sıkılaştırması muhtemeldir. Bu tür bir hamlenin enflasyonist baskıları artıracak ve yine FED’in faiz indirimi şansını düşürecektir.
Dördüncüsü, vergi indirimleri ve geniş çaplı deregülasyon beklentileri ABD piyasalarını desteklemeye devam edecektir. Amerikan hisse senetlerinin üstün performansının, dünyanın geri kalanından sermaye girişlerini çekmeye devam etmesi muhtemeldir.
Büyük bütçe açıkları, yüksek tarifeler, daha sıkı göç politikaları ve canlanan piyasalar 2025 yılında doları güçlendirecek. ABD enflasyonunun toparlanması riskiyle karşı karşıya kalan FED’in, gösterge federal fon oranını gelecek yıl yalnızca yüzde 3,75 ila 4 arasına düşürmesini bekliyoruz. Buna karşılık, bir ticaret savaşı Euro Bölgesi’nin bocalamasına neden olursa, Avrupa Merkez Bankası’nın faiz oranlarını yüzde 2’nin çok altına düşürmesi gerekebilir.
Bununla birlikte, doların kısa vadeli gücü, Trump’ın dört yıllık görev süresi boyunca devam edecek gibi görünmüyor. Dolar için birçok uzun vadeli risk var. Yeni başkan, enflasyondaki olası bir toparlanmaya rağmen faiz oranlarının düşürülmesi için FED’e baskı yapabilir. Trump ayrıca, FED Başkanı olarak görev süresi Mayıs 2026’da sona erecek olan Jay Powell yerine yeni bir isim atamaya. Uysal bir halef, merkez bankasının bağımsızlığına ilişkin korkuları artırarak doları baltalayacaktır.
Hızla artan mali açıklar, yatırımcıların ABD piyasalarına yatırım yapma konusunda isteksiz hale gelmesi durumunda dolara da zarar verebilir. Doların dünyanın rezerv para birimi olarak statüsü, ABD Hazine tahvillerinin istikrarına bağlıdır. Doların konumu, euro, yuan ve yendeki alternatif eksikliğinden yararlanıyor. Ancak ABD devlet tahvili piyasalarında olası bir alıcı grevi, doları yine de keskin bir şekilde zayıflatacaktır.
Benzer şekilde, Trump yönetimi federal kurumları iç muhalifleri hedef almak için kullanarak ülke içinde hukukun üstünlüğünü baltalarsa veya Ukrayna’yı terk ederek, Tayvan konusunda Çin’e meydan okursa veya NATO ittifakından çekilerek dünya düzenini tehdit ederse, yatırımcıların cesaretini kırabilir. Öngörülemeyen bir dış politika, yabancı ülkelerin dolardan uzaklaşma çabalarını hızlandıracaktır.”
Baş ekonomist son olarak Trump’ın kendi isteğiyle de doların küresel piyasalardaki gücünü zayıflatabileceğini belirtiyor. Zira doların aşırı değerli olması ABD ekonomisini küresel piyasalarda dezavantajlı bir konuma da getirebilir.