GR. ALTIN2.955,83
BTC96.972,80
ETH3.137,37
LTC90,09
BNB611,64
SOL241,81
AVAX34,17
ADA0,78
DOT5,70
21 Kasım 2024, Per

Trump nükleer enerjiyi destekleyecek mi?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

Donald Trump’ın ikinci başkanlığı, nükleer enerji ve uranyum talebini artıracak mı? Trump’ın enerji bakanı adayı ve vaatleri, nükleer enerji planlarına dair ipuçları veriyor.

Donald Trump’ın Amerika Birleşik Devletleri başkanlığındaki ilk dönemi nükleer piyasasına bakış açısını iyi bir şekilde yansıtıyor; ikinci döneminin de muhtemelen sektördeki büyümeyi ve reaktörleri beslemek için kullanılan uranyuma olan talebi desteklemesi bekleniyor.

Dünyanın en düşük maliyetli enerji ve elektriği

MarketWatch’tan Myra P. Saefong’un haberine göre, Uranyum madenciliği şirketi Uranium Energy’nin icra başkan yardımcısı Scott Melbye, “Uranyum arz ve talebinin arkasındaki temeller hiç bu kadar iyimser olmamıştı” diyor. Melbye, “Nükleer üretim ve uranyum talebi önümüzdeki 20 yıl içinde iki katına çıkma yolunda” diye ekliyor.

Eylül ayında yayınlanan bir raporda, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, nükleer enerjinin genişlemesine ilişkin yıllık projeksiyonlarını üst üste dördüncü yıl için yukarı doğru revize etti. Dünya nükleer kapasitesinin 2050 yılına kadar mevcut kapasitenin 2,5 katına çıkabileceği belirtildi.

Fosil yakıtlara verdiği desteğe rağmen Başkan seçilen Trump, nükleer enerjiyi desteklemeye devam edebilir; bunun nedeni temiz bir enerji kaynağı olması değil, kampanyası sırasında söz verdiği gibi “Amerikalılara dünyadaki en düşük maliyetli enerji ve elektriği getirme” hedefi.

19 Ağustos’taki mitinginde Trump, yeni enerji altyapısı için hızlı onaylar vereceğini ve nükleer dahil her türlü enerjiyi benimseyeceğini söyledi. Ancak nükleer yakıt piyasası bilgi ve analiz firması UxC’nin başkanı Jonathan Hinze“Trump’ın zaferi duyurulduğundan beri uranyum piyasasında büyük bir etki olmadı” diyor.

Hinze, büyük nükleer kamu hizmetleri hisselerinin 5 Kasım seçimlerinden bu yana genel olarak düşüşte olduğunu belirtiyor. Örneğin, NextEra Energy ve Constellation Energy hisseleri, seçim gününde olduğundan daha düşük seviyelerde işlem görüyor.

Şu anda yatırımcıların Trump zaferini nükleer endüstri veya uranyum için büyük bir zafer olarak görmediği hissediliyor ancak Hinze, “Bunu zaman gösterecek” diyor.

Enerji bakanı adayı

Trump’ın petrol sahası hizmetleri şirketi Liberty Energy’nin kurucusu ve genel müdürü olan Christopher Wright’ı ABD enerji bakanı olarak aday göstermesi, yalnızca fosil yakıtlara değil, nükleer enerjiye verdiği desteği de anlatıyor.

Wright ayrıca, nükleer fisyon reaktörleri üreten ve diğer tesislerden kullanılmış uranyumu geri dönüştüren Oklo’nun yönetim kurulunda yer alıyor. Liberty Energy ve Oklo hisseleri Pazartesi gününü yükselişle kapattı.

Wright, yaptığı açıklamada, seçilmesinden ‘derinden onur duyduğunu’ ve ‘Amerika Birleşik Devletleri ve ötesindeki vatandaşlara uygun fiyatlı, güvenilir enerji’ getirmek için çalışmayı planladığını söyledi. Liberty Energy, yaptığı basın açıklamasında Wright’ın şimdilik şirket başkanı ve icra kurulu başkanı olarak mevcut görevine devam edeceğini söyledi. Ancak Wright, Senato tarafından onaylanırsa, Liberty Energy Başkanı Ron Gusek CEO olacak.

Reklam Alanı

Melbye’ye göre Wright, Enerji Bakanlığı için ‘güçlü bir seçim’. Melbye, “Biden yönetimi tarafından petrol ve gaz sektöründe işlenen ihlaller göz önüne alındığında, en üst düzey rolün petrol ve gaz geçmişine sahip birine gitmesi bekleniyordu” diyor ve sözde fosil yakıtlara karşı savaşın muhtemelen Trump yönetiminin ilk gününde sona ereceğini ekliyor.

Ocak 2021’de başkan olduktan kısa bir süre sonra Biden, federal arazilerde yeni petrol ve doğal gaz kiralamasını yasaklayan bir yürütme emri imzalamıştı. Yine de başkanlığı döneminde ABD’nin yerel petrol üretimi rekor seviyeye ulaştı. Melbye ayrıca Wright’ın Oklo yönetim kurulunda görev yapması nedeniyle ‘nükleeri desteklemesinden’ hoşlandığını da belirtiyor.

Ancak Ulusal Kaynaklar Savunma Konseyi (The National Resources Defense Council – NRDC), Pazartesi günü Wright’ın iklim değişikliğinin etkilerini inkar ettiğine ve fosil yakıtların daha fazla kullanılmasını savunduğuna dikkat çektti. NRDC’de iklim ve enerjiden sorumlu kıdemli başkan yardımcısı Jackie Wong ise, “Kirli fosil yakıtların savunucusunu enerji bakanlığının başına getirmek feci bir hata olur” dedi.

Nükleer enerjiye destek

Melbye, Trump’ın fosil yakıt üretimini destekleyeceğini açıklamasına rağmen, başkanlık yaptığı ilk dönemde nükleer enerjiye de çok destek verdiğini söylüyor.

12 Temmuz 2019’da yayınlanan bir bildiride, o zamanki Başkan Trump, yerel nükleer yakıt üretiminin mevcut durumunu inceleyecek ve ‘tüm nükleer yakıt tedarik zincirini canlandıracak’ Amerika Birleşik Devletleri Nükleer Yakıt Çalışma Grubu’nu (United States Nuclear Fuel Working Group) kurdu. O zamanlar Trump ayrıca ülkenin uranyum endüstrisinin ‘yerli olarak uranyum üretmede önemli zorluklarla karşı karşıya olduğunu ve bunun bir ulusal güvenlik sorunu olduğunu’ söyledi.

12 Ocak 2021’de ise Trump, ulusal savunma ve uzay araştırmaları için küçük modüler reaktörleri teşvik eden bir yürütme emri yayınladı. Bu emirde, ‘nükleer enerjinin Amerika Birleşik Devletleri ulusal güvenliği için kritik öneme sahip olduğunu’ ifade etti.

Trump, 2024 başkanlık kampanyası sırasında, Nükleer Düzenleme Komisyonu’nu (Nuclear Regulatory Commission) modernize edip mevcut enerji santrallerini açık tutmak için çalışarak ve yenilikçi küçük modüler reaktörlere yatırım yaparak nükleer enerji üretimini destekleyeceğini belirtti.

Pensilvanya’daki Ağustos mitinginde ise Trump, yapay zeka ve kripto para birimlerinin elektrik taleplerinin ‘çok önemli bir konu’ olduğunu ve nükleer alandaki gelişmenin bu ihtiyaçları karşılamaya yardımcı olacağını belirtti.

Trıump, “Zirvede kalmalıyız. En önde olmak istiyoruz, aksi takdirde Çin ve diğer ülkeler onu ele geçirecek. İkisinde de, hem yapay zekada hem kriptoda” dedi ve ekledi: “Bunu göz önünde bulundurarak gelişmiş, küçük, modüler nükleer reaktörleri çevrimiçi hale getirmek için tarihi bir taahhütte bulunacağız. Bunlar ultra güvenli olarak inşa edilebilir ve ultra temizdir ve çok düşük maliyetlidir.”

Melbye, “Trump’ın ikinci yönetimi, Amerikan enerji hakimiyetini elde etmeye kararlı. Bu da sadece enerji bağımsızlığımız olmayacak, aynı zamanda Avrupa ve Asya’daki dost ve müttefiklerimize enerji ihraç etme yeteneğine sahip olacağımız kadar çok güç üreteceğimiz anlamına geliyor” diyor.

Melbye, “Fosil yakıtlara karşı savaş, birinci günden itibaren sona erecek; bu da doğal gaz ve nükleerin, elektrikli araçlar ve veri merkezlerini içeren ve giderek daha fazla elektriklenen bir teknoloji toplumundan kaynaklanan talepteki büyük artışlarla karşı karşıya kalan bir ağ için temel yükü karşılaması anlamına gelecek. Bu enerji yanlısı politikada, nükleer ve doğal gaz tamamlayıcı ağır yüklenicileri olacak” diye ekliyor.

Themes ETF‘lerinde başkan yardımcısı ve yatırım stratejisti olan Taylor Krystkowiak de, “Microsoft, Alphabet ve Amazon, veri merkezlerinin ve yapay zeka tutkularının ‘doymak bilmez enerji taleplerini’ karşılamak için nükleer enerjiyi kullanma planlarını duyurdu ve bu da uranyum ve nükleer altyapıya yönelik önemli bir talebi teşvik ediyor” diyor.

Krystkowiak, “Cumhuriyetçiler, giden Demokrat yönetimin birçok yeşil enerji girişimine karşı çıkmalarına rağmen bu, nükleer için bir istisna oluşturdu. Kısacası, Washington’un mevcut siyasi yapısı genel olarak nükleer enerjiyi destekliyor gibi görünüyor” diye ekliyor.

Çatışan eğilimler

Yine de Hinze, “Trump ve nükleer güç söz konusu olduğunda açıkça bazı çatışan eğilimler söz konusu” diyor.

Hinze, Trump’ın ilk yönetiminde nükleer endüstriyi genel olarak desteklediğini kabul ediyor ancak “Başkan Joe Biden yönetiminde yürürlüğe giren politikalar iklim değişikliğiyle mücadeleye odaklandı ve bunlar ABD’de ve uluslararası alanda nükleer gücü teşvik etmede Trump döneminde daha önce gördüğümüz her şeyden çok daha etkili oldu” diyor.

Hinze, yeni Trump yönetimi bu iklim politikalarının çoğunu kaldırırsa, bunun nükleer güç için genel olarak olumsuz olabileceğini söylüyor ve ekliyor: “Trump fosil yakıtlara vurgu yaparsa, bu “dolaylı olarak bazı nükleer projeleri durdurabilir, çünkü kamu hizmetleri nükleere eskisi kadar sert bir şekilde baskı yapma konusunda tereddüt edebilir.”

Ancak Hinze, Cumhuriyetçilerin genel olarak nükleer yanlısı olduğunu, dolayısıyla Trump’ın nükleer enerjiyi teşvik etmeyi amaçlayan vergi kredileri, kredi garantileri ve maliyet paylaşım programları gibi mevcut politikaları tamamen kaldırmaya karar vermesi durumunda Cumhuriyetçi kongrenin Trump’ı desteklemesinin zor olacağının altını çiziyor.

Hizne, “Genel olarak, Trump’ın eylemlerinin nükleer enerji endüstrisini destekleyip desteklemeyeceği hala açık bir soru ve yeni yönetimin neye odaklanacağını görmek için izlemeye devam etmemiz gerekecek” diyor.

Geleceğe bakış

Hinze, ileriye bakıldığında nükleer enerji için hala çok fazla fırsat olduğunu ancak bunun hızlı hareket eden bir pazar olmadığını belirtiyor. Hinze, “Yeni reaktörler, yeni uranyum madenleri ve yakıt döngüsü tesisleri geliştirmek uzun zaman alıyor, bu nedenle nükleer enerji ve uranyuma odaklanan çoğu yatırımcının uzun vadeli bir bakış açısına sahip olması gerekiyor” diyor.

Hinze, şu anda en büyük sorunun ABD ile Rusya arasındaki zenginleştirilmiş uranyum ticaretiyle ilgili olduğunu belirtiyor. S&P Global Commodity Insights’ın bildirdiğine göre, Rusya, ABD’nin 2027’den sonra Rus uranyum ürünlerine yönelik yasağına yanıt olarak, Cuma günü zenginleştirilmiş uranyum üzerinde ABD’ye geçici ihracat kısıtlamaları uygulayacağını duyurdu. Uranyum fiyatları birkaç hafta önce pound başına 76,50 dolara kadar düştü. Rusya haberleri sonrasında ise fiyatlar 83 dolara kadar yükseldi.

Hinze, “Rusya’nın ihracat yasağının neye benzediği konusunda daha fazla netlik ortaya çıkarsa, fiyatlar üzerinde daha fazla yukarı yönlü baskı görebiliriz” diyor ve gelecek aylarda daha fazla kamu hizmeti şirketi uranyum satın almak için sözleşme pazarına girerse, bunun fiyatlar üzerinde daha fazla yukarı yönlü baskı yaratabileceğini ekliyor.

Hinze’e göre, şimdilik uranyum fiyatları için yaklaşık 75 dolar civarında güçlü bir taban bulunuyor. Bu nedenle gelecek 6 ila 12 ayda fiyatların çok fazla düşmesi zor gözüküyor. Öte yandan, arz veya talep tarafında ‘yeni bir şok’ olmadığı sürece fiyatlar gelecek birkaç ay boyunca 80 ila 90 dolar aralığının dışına çıkamayabilir.

0
be_endim
Beğendim
0
dikkatimi_ekti
Dikkatimi Çekti
0
do_ru_bilgi
Doğru Bilgi
0
e_siz_bilgi
Eşsiz Bilgi
0
alk_l_yorum
Alkışlıyorum
0
sevdim
Sevdim
Sorumluluk Reddi Beyanı:

Pellentesque mauris nisi, ornare quis ornare non, posuere at mauris. Vivamus gravida lectus libero, a dictum massa laoreet in. Nulla facilisi. Cras at justo elit. Duis vel augue nec tellus pretium semper. Duis in consequat lectus. In posuere iaculis dignissim.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

BigBorsa ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!