ABD’de yatırımcıların yapay zeka rallisinin devam edip etmeyeceğine odaklanmış durumda. UBS ise rallinin, yoğun talep nedeniyle yukarıda hala gidecek yeri olduğunu düşünüyor.
UBS Global Wealth Management, yapay zekanın yönlendirdiği yükselişin ‘tek yönlü bir yol olmadığını’ ancak talep patlamasıyla birlikte teknoloji kazançlarının bu yıl yüzde 18 oranında artması gerektiğini söylüyor.
Ralli tek yönlü değil
Fortune’dan Will Daniel’ın haberine göre, yatırımcıların yapay zeka coşkusu, bu yıl hem ABD’de hem de yurt dışında teknoloji odaklı hisse senetlerinin yeni seviyelere çıkmasına yardımcı oldu. Düzinelerce gelişmiş ve gelişmekte olan pazardaki büyük ve orta ölçekli teknoloji hisselerini izleyen iShares MSCI Dünya Bilgi Teknolojileri Endeksi, son 12 ayda yüzde 20’den fazla artış gösterdi. ABD’de ise teknoloji hisselerini izleyen Invesco QQQ Trust Series 1 ETF‘i aynı dönemde neredeyse yüzde 40 oranında değer kazandı.
Rallideki iyi gidişat o kadar kanıksandı ki, ufak bir düzeltme bile Wall Street’i konuşturmaya yetiyor. ABD teknoloji hisselerinde geçen hafta yaşanan sadece yüzde 1’lik ve yarı iletken hisselerindeki yüzde 2,1’lik bir düşüş, UBS Global Wealth Management’ın Amerika kıtası baş yatırım sorumlusu Solita Marcelli’nin yatırımcılara düzeltmelerin doğal olduğunu hatırlatmasına yol açıyor: “Yapay zekanın yönlendirdiği teknoloji rallisi tek yönlü bir yol izlemiyor.”
Tecrübeli piyasa gözlemcisi, beklenenden güçlü iş gücü piyasası verilerinin ardından artan jeopolitik gerilimlerin ve ABD’de faiz indirimine ilişkin değişen tahminlerin teknoloji hisseleri üzerinde baskı yarattığını belirtiyor. Yine de Marcelli, teknolojinin son zamanlardaki düşük performansının yapay zeka ile ilgili hisse senetlerine ilişkin olumlu görüşünü değiştirmediğini söylüyor ve ekliyor: “Sağlam yapay zeka temelleri, 2024’te küresel teknoloji için yıllık bazda yüzde 18’lik kazanç artışı beklentisi ve 12 aylık yaklaşık 27 katlık makul ileri fiyat/kazanç oranıyla küresel teknolojiye ve özellikle yapay zeka değer zincirine dahil olan şirketlere olumlu bakıyoruz” diye yazıyor.
Yapay zeka iyimserliğinin 3 nedeni
Marcelli, yapay zeka hisselerine ilişkin iyimserliğinin üç temel nedenini sıralıyor: “Devrim niteliğinde yapay zeka ürünlerinin yakında piyasaya sürülecek olması”; “yapay zekanın benimsenmesindeki artış” ve “talep eğilimlerinin genişlemesi.”
OpenAI, sohbet robotu ChatGPT’yi Kasım 2022’de dünyaya piyasaya sürdüğünden beri, teknoloji sektöründe yeni yapay zeka ürünlerini piyasaya sürme yarışı sürüyor. Üretken yapay zeka, OpenAI’nin Sora’sı gibi metinden videoya platformların ve Stability AI’nin Audio 2.0’ı gibi metinden müziğe platformların yükselişini sağladı; ancak yapay zeka aynı zamanda sağlık hizmetlerinde dünyayı değiştiren ve potansiyel olarak kazançlı yeni ilaçlar yaratmak için de kullanılıyor. Marcelli, inovasyon hızının çok güçlü olduğunu ve gelecek birkaç çeyrekte daha fazla çığır açan yenilik beklediğini ifade ediyor.
Hükümetler de talep safında
Yeni yapay zeka ürünlerine yönelik potansiyelin, teknolojiye olan talebin artmasına yardımcı olması ise muhtemel kabul ediliyor. Geçen yıl piyasalarda çoğunlukla dev teknoloji şirketleri tarafından yönetildikten sonra Marcelli, artık yapay zeka talebinin daha yaygın hale geldiğine dair daha net işaretler olduğunu söylüyor. Artan talebin temel kaynakları olarak ise İsveç, Singapur, Japonya, Kore ve daha fazlasını içeren ülkelerin altını çiziyor.
Jennison Associates‘in teknoloji sermayesi portföy yöneticisi Erika Klauer de benzer bir görüşü paylaşıyor. Klauer, daha önce, dünya genelindeki hükümetlerin esasen ‘kendi dillerinde eğitim veren, kendi arşivlerine, kendi kültürel nüanslarına sahip kendi ChatGPT versiyonlarını’ istediklerini ve bunun da yapay zeka şirketlerinin avantajdan yararlanması için birçok yeni harcama yapması anlamına geldiğini açıklamıştı.
Oracle’ın teknolojiden sorumlu başkanı Larry Ellison da, şirketinin yapay zeka da dahil olmak üzere bulut üzerinde hükümet uygulamalarını çalıştırmak için çeşitli ülkelerle pazarlık yaptığını açıkladı. Ellison yakın zamanda yapılan bir kazanç açıklamasında, “Hemen hemen her hükümet bağımsız bir bulut isteyecek” dedi.
Yapay zeka kullanan şirketlerde artış
Yapay zekanın benimsendiğine dair kanıtlar konusunda UBS’den Marcelli, yapay zeka kullanan şirketlerin yüzdesinin arttığını gösteren son anketlere dikkat çekiyor. ABD Sayım Bürosu’nun (U.S. Census Bureau) İş Eğilimleri ve Görünüm Araştırması’na göre (Business Trends and Outlook Survey) ilk çeyrek itibarıyla ABD şirketlerinin yalnızca yüzde 5,4‘ü yapay zeka kullanıyor olsa da bu, 2023’ün üçüncü çeyreğine ait yüzde 3,7 rakamının oldukça üzerinde bir oran olarak öne çıkıyor. Marcelli bu payın artabileceğini ve gelecek altı ayda yüzde 6,6 ile yüzde 12 arasına yükseleceğini tahmin ediyor.
Ayrıca Marcelli, teknoloji sektöründe yapay zekanın benimsenme oranlarının çok daha yüksek olduğunu belirtiyor. Örneğin ABD Sayım Bürosu bilgi sektörüne dahil şirketlerin yüzde 18‘i ilk çeyrekte mal veya hizmet üretmek için yapay zekayı kullandıklarını söylüyor. Marcelli, “Daha geniş yapay zeka teması konusunda olumlu olmaya devam ediyoruz” diyor.
Büyük tehdit: Şahin Fed
Yapay zeka ile ilgili şirketlerin hâlâ bazı olumsuzlukları olsa da ufukta büyük bir tehdit de yok değil. Sadece aylar önce yatırımcılar Fed’in bu yaz faiz oranlarını düşüreceğinden emindi. Düşük borçlanma maliyetleri potansiyel olarak borsanın bu yıl daha iyi performans göstermesine yardımcı oldu ancak beklenenden daha sıcak olan çok sayıda enflasyon raporu ve bazı şaşırtıcı derecede güçlü iş gücü piyasası verileri, uzmanların Fed’in yakın zamanda faiz indirimi yapmayacağından korkmasına yol açtı.
Treasury Partners‘ın baş yatırım yetkilisi Richard Saperstein, “Düşük işsizlik, ekonomik güç ve Fed’in yüzde 2 hedefinin üzerindeki enflasyonla Temmuz ayından önce herhangi bir faiz indirimi görmemiz pek mümkün değil” diyor.
Durumun böyle olduğu ortaya çıkarsa, daha yüksek riskli varlıklar olarak görülen ve dolayısıyla oranlar yükseldiğinde genellikle baskıyla karşı karşıya kalan teknoloji hisseleri geri çekilme yaşayabilir. Saperstein, hisse senedi değerlemelerinin rekor seviyelere yaklaşmasıyla birlikte, hisse senedi fiyatlarında daha fazla artışa yol açacak yükün asıl kazançlar üzerinde olduğu konusunda uyarıyor ve ekliyor: “Yüksek piyasa katsayıları ve artan tahvil getirileri göz önüne alındığında, kazanç sezonu kazanç artışına dair net kanıtlar sunana kadar Hisse senetleri konusunda temkinli olmaya devam edeceğiz.”