Son iki yılda enflasyonun altında bir performans gösteren Borsa İstanbul, bu yıl enflasyon ve Merkez Bankası’nın faiz kararlarını izleyecek.
Dünya ekonomileri 2020’de ortaya çıkan yeni tip korona virüs (Kovid-19) salgınıyla birlikte çalkantılı bir döneme girerken, artan jeopolitik gerilimler de küresel anlamda fiyatlamaları zorlaştırdı. Buna karşın Türkiye’de Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi 2019’dan bu yana yükseliş eğiliminde hareket etmeye devam ederken, geçen yıl kaydedilen artışla birlikte tarihte ilk kez 6 yıl üst üste pozitif getiri sağladı.
Analistler, BIST 100 endeksi özelinde bu yıldaki performansın enflasyonun altında kalması nedeniyle reel anlamda negatif seviyelerde gerçekleştiğini ancak enflasyonla mücadelenin öne çıktığı bu dönemde doğru sektör seçimi yapabilen yatırımcıların önemli bir reel getiri sağladığını bildirdi.
Enflasyon ve faiz kararı borsanın seyrinde etkili olacak
Yeni yılda piyasalarda fiyatlamalar üzerinde etkili olabilecek gelişmelerin başında enflasyonun seyri ve faiz indirimi kararları geliyor. Yine uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye ile ilgili atacağı adımlar, jeopolitik gelişmeler ve ABD’de bu ay başkanlık koltuğuna oturacak Trump’ın alacağı kararlar yakından izlenecek.
Merkez Bankası’nın, aralık ayının son haftasında politika faizinde yaptığı 250 baz puanlık indirime benzer bir kararı bu ay 23 Ocak tarihinde yapılacak Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında da alacağına yönelik beklentiler kuvvetlendi. Özellikle aralık ayı enflasyonunun beklentilerin oldukça altında kalması faiz indirimi beklentilerini destekledi.
TL mevduatın cazibesi sürüyor
Bu yıl PPK toplantı sayısını 12’den 8’e düşüren Merkez Bankası, şubat-mayıs-ağustos-kasım aylarında toplantı yapmayacak. Dünya’dan Ufuk Korcan’ın haberine göre, genel beklenti bu yıl faizlerde aşağı yönlü seyrin süreceği yönünde. Merkez Bankası her toplantıda 250 baz puanlık indirime giderse, parasını TL mevduatta değerlendirenlerin kümülatif yüzde 44’e yakın net kazanç elde edecek.
Dolayısıyla bu yıl için de TL mevduat ve para piyasası fonları enflasyonun üzerinde sunduğu ‘risksiz’ getiri ile yatırımcıların en çok tercih edeceği yatırım araçlarının başında gelebilir. Sabit getirili enstrümanların cazibesinin sürecek olmasının hisse senedi cephesine nasıl yansıyacağı merak ediliyor. Zira geçen sene bu durum borsaya taze para girişini engellemişti. Ancak bu yıl hem faiz indirimlerinin başlamış olması hem de trendin sonunda borsaya girişlerin artacağı beklentisi önceden satın alınabilir.
Borsanın özellikle enflasyonun tek haneler ve tek hanelere yakın seyrettiği dönemlerde yatırımcılarına yüksek getirilen sunduğu dikkat çekiyor. 2022 yılı hariç enflasyon rakamlarıyla uyumlu bir faiz politikası uygulandığı düşülürse enflasyonla beraber düşen faiz ortamı hisse senetlerine talep yaratıyor.
Beklenti 13 bin puan ile 14 bin 500 puan aralığında
24 Eylül 2021-23 Haziran 2023 tarihleri arasında yüksek enflasyon ortamında düşük faiz politikası uygulanması alternatifsiz kalan borsaya talebi artırmış ve endeks bu tarihler arasında yüzde 303 yükselmişti. Faiz artırım ve indirim süreçleri içerisinde dönemin koşulları ve geleceğe yönelik beklentilerin satın alınıyor olması fiyatlamalarda farklılıklara neden olabiliyor.
Faiz artırımlarının olduğu dönemlerde ekonomik aktivitenin yavaşlaması ve şirket kârlarının düşmesi bir dönem fiyatlamalar üzerinde etkili olurken faiz indirimlerinin başlayacağına yönelik beklentilerin önceden satın alınması ‘yüksek faiz’ döneminde fiyatlamalara yansıyabiliyor. Aracı kurumların bu yıla ilişkin endeks beklentileri 13 bin puan ile 14 bin 500 puan aralığında yoğunlaşıyor.