Halk TV’ye başlatılan “bilirkişi” soruşturmasında tutuklanan Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş ve tutuksuz yargılanan diğer gazeteciler Barış Pehlivan, Seda Selek, Serhan Asker ve Kürşad Oğuz ile beraber bugün hakim karşısına çıktı.
Duruşmada Kürşat Oğuz, Seda Selek, Barış Pehlivan ve Suat Toktaş sırasıyla ifadelerini verdi.
Gazetecilerin ifadelerinin ardından, savcılık; Barış Pehlivan ve Kürşad Oğuz’u 6’şar yıldan 14’er yıla kadar, Suat Toktaş, Seda Selek ve Serhan Asker’in ise 4’er yıldan 9’ar yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep etti. Savcılık, ayrıca Suat Toktaş’ın tutukluluk halinin devamını istedi.
MAHKEMEDEN BERAAT KARARI
Mahkeme tüm gazetecilerin beraatine karar verdi. Bu kapsamda Suat Toktaş’ın tahliyesine karar verildi.
Mahkemede “Yargılanan gazeteciliktir” diyen Toktaş, “Türkiye’de gazetecilik unutuldu, fonksiyonları unutuldu” ifadelerini de kullandı.
YAYINA SOKULACAĞINI BİLMİYORDUM
Duruşmada ifade veren yayının sunucusu Seda Selek suçlamaları reddederek şunları söyledi:
“Rejiden kulağıma söylenene ve yayınlanana kadar, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun basın açıklamasında dile getirdiği hususlara dair, bu davanın da müştekisi konumunda olan S.B. ile gazeteci Barış Pehlivan arasındaki röportajın haberleştirildiğini ve yayına sokulacağını bilmemekteydim. Sonuç olarak, şahsıma atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Bu suçları işleme kastıyla hareket etmediğim açık olup, beraatımı ve hakkımdaki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını talep ediyorum.”
Savunmasında konuşan Kürşad Oğuz, “Bilirkişiyi etkileme suçlaması da gerçeği yansıtmıyor çünkü zaten yazılmış bir rapordu” ifadelerini de kullandı.
GAZETECİ OLARAK GÖREVİM
Davaya konu olan röportajı yapan gazeteci Barış Pehlivan savunmasında şunları kaydetti:
“Bir siyasetçinin, bir bilirkişi hakkında böylesi iddialarda bulunması bu topraklarda yaşamış herkesin dikkatini çekmelidir. Benim de bir gazeteci olarak, o siyasetçinin iddialarını ciddiye almak ve bu çarpıcı tezlerini muhatabına sormak gibi bir görevim var. Ekrem İmamoğlu’nun basın toplantısı bitti. Ben de ilgili bilirkişiye hakkındaki iddiaları sormak istedim. Bunun için kendisine ulaştım ve sorularımı sordum” diye konuştu.
YÜKSEK KAMU YARARI VARSA YAYINLARIM
Yaptıkları şeyin gazetecilik olduğunu anlatmaya çalıştıklarını belirten Suat Toktaş ifadesinde şunları söyledi:
“Bir ses kaydı yayınlandı, soruşturma bile açılmaması gereken bir meseleyle buradayız. Bu olay bir gazetecilik faaliyeti kapsamında değerlendirilseydi böyle olmayacaktı. Ben kendi gazeteciliğimi izah etmek zorunda kalıyorum. Ortada bir haber var. Son derece çarpıcı iddialar var. Kamu merakı inanılmaz yükselmiştir.
Kamu merakının yükseldiği yerde o merakı gidermek zorundayız. 18 saat yayın yapan bir kanalız. İktidar muhalefet hiç fark etmez arayamadıkları herkesi ararız. Halk TV’de bu kuraldır. Biz karşı tarafı ararız. Arıyoruz, ertesi gün Yenişafak da arıyor. Ortada bir haber var çünkü. Biz haber merkezinde bilirkişiye ulaşmaya çalışıyorduk, Barış bizden önce ulaştı.
Barış Pehlivan arka arkaya sorular soruyor ve tamamı gazetecilikle ilgili. Önce kendisini tanıtıyor, röportaj yapmak istiyor. İddianameye konulmamış konuşma çözümü, gördünüz mü bilmiyorum ama. O konuşmanın iddianameye konulmaması fecaat bir şey. Savcı beyin görevi sadece aleyhimize delil toplamak mıdır? Lehimize delilleri karartmak üzere hareket edilmiş”
Görüşme bana aktarıldıktan sonra benim Barış’a ilk sorum ne? ‘İzni var mı?’ Gazeteciliğim sorgulanıyor ya. ilk sorum bu. Aldığım cevap, ‘Abi biz gazeteciyiz.’ Yayına verilmesi için gidiyorum, bir dakika sonra da Kürşat ‘izni yokmuş’ mesajı gönderiyor. Sakat bir iradeyle gerçekleşti. Deneyimime göre doğru soruyu sordum ama irade sakatlanması yaşandı.
Sonraki süreçte ses kaydı bir daha yayınlanmadı, bilirkişinin ismini kodluyoruz. Avukatımla görüşüyorum ve İmamoğlu’nun ismini söylediği yeri biplememizi öneriyor. Suç işleme kastı deniliyor ya, böyle bir kastımız olsaydı böyle özen göstermezdik. Ben bu görüşmenin yayınlanması için izin olmadığını bilmiyordum. Bilseydim yayınlamazdım.
İzni almaya çalışırdım. İzin alamadım. Yüksek kamu yararı var ise yayınlarım. Bilirkişi ses kaydında sakin, esprili konuşuyor. Şüpheleneceğim bir durum yok. Burada yargılanan şey gazeteciliktir”
KAYNAK: Haber Hürriyeti