Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu’nda “13. Çalışma Meclisi Yemeği”ne katıldı. Erdoğan, yemek sonrası açıklamalarda bulunarak, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü tebrik etti.
1 Mayıs’ın uzun süre kavganın çatışmanın sembolü olarak görüldüğünü söyleyen Erdoğan, 2008 yılında 1 Mayıs’ı Emek ve Dayanışma Günü olarak ve 2009 yılında tatil ettiklerini, 2010 yılında da Taksim’de kutlamaya izin verdiklerini söyledi. Buna rağmen muhalefet ve bazı marjinal gurupların 1 Mayıs’a gölge düşürmeye çalıştığını dile getiren Erdoğan, “Taksim meydanının mitinge uygun olmadığı herkesin malumu iken bu türdeki dayatmaları doğru bulmuyorum” dedi.
İstanbul’da yapılacak kutlamalar için 40 ayrı güzergah belirlendiğini aktaran ve izin verilenler dışında bir alanda yürüyüş ve miting düzenlemek iyi niyetli olmadığını belirten Erdoğan, sendikaları ve siyasi partileri 1 Mayıs atmosferine zarar verecek adımlardan uzak durmaya davet etti.
“İşçi olmadığı için inşaatlar yavaş ilerliyor”
Net asgari ücreti 2024’te 17 bin 2 liraya yükseltildiğini hatırlatan Erdoğan, “Asgari ücrete kadar olan kazançlar için vergi muafiyeti getirdik. İstihdam sayımız 32 milyon 423 bine yükseldi. Son veriler göre işsizlik oranı yüzde 8,7 seviyesinde geçrekleşti. Son 1 yılda iş gücü saysıı 775 bin kişi arttı.
Gelecekte işsizlik oranının daha da artacağına inanıyorum. En önemli sorununun işçi bulamama olduğu görülüyor. Ara eleman sorunu yaşanıyor. Çırak bulamamaktan şikayetçi esnafımız.
İnşaat sektöründeki işçi ve usta eksikliği nedeniyle çalışmalar olması gerekenden yavaş ilerliyor” dedi.
Ülkede ve dünyada çalışma hayatında taraflarını birbirine düşman gösteren bir anlayışa rastladıklarını ifade eden Erdoğan şöyle devam etti:
“Çatışmacı kavgacı hayatı sadece dost düşman üzerinden tarif eden bu katı ideolojik yaklaşımın ülkemize hayır olmaz. Hak mücadelesi işveren ve sermaye düşmanlığı değildir.
İşçinin ücretinin alınteri kurulmadan verildiği katma değerden aldığı hak ettiği payı aldığı kültür ve medeniyet kodlarımıza daha uygun bir sistem olduğu açıktır. Ne emekçinin hakkı gasp edilecek ne de patron ötekileştirilecek. Birbirlerinin sorumluluk duygusu ile hareket edilecek.
Ekonominin diğer alanlarda da başarılı olacağımız muhakkaktır.”