BlackRock’ın tahvil şefi Rick Rieder, gergin değerlemelere rağmen hisse senetlerinin neden daha yüksek fiyatlara satılmaya devam edeceğini açıklıyor.
Hisse senedi piyasası değerlemeleri nesiller boyu süren zirvelere yakın seyrederken bile BlackRock’ın tahvil şefi Rieder, hisse senetlerinin neden daha yüksek fiyatlara satılmaya devam edebileceğine dair önemli bir nedenin altını çiziyor.
Satıcı yok
Insider’dan Filip de Mott’un haberine göre, şirketin sabit gelir küresel CIO’su Rick Rieder, hisse senetlerindeki yükselişin devam edeceğinin en önemli kanıtı olarak, “Satıcı yok” diyor.
Alım tarafında, faiz oranlarının sürekli yüksek olma ihtimali, para piyasası fonlarının cazibesini artırsa bile momentumun yüksek olduğu gözleniyor. Rieder, “401(k)’lara, net gelirlere ve maaşlara gelen para miktarını düşünün. Bunların belli bir yüzdesi hisse senetlerine gidiyor ve satıcı yok” şeklinde konuşuyor.
Kurumsal geri alımlar
Rieder, kurumsal geri alımların da hisse senedi piyasası fiyatlarını desteklediğini sözlerine ekliyor. Rieder, büyük şirketlerin kendi hisselerinden bir trilyon dolar değerinde alım yaptığını, bunun da hisse senedi arzını daralttığını ve Hisse başına değerleri yükselttiğini belirtiyor.
Rieder, “Bu yüzden paydayı küçültüyorsunuz çünkü hisse senetlerinin bir kısmını geri satın alıyorlar ve satıcı yok” diyor.
Değerleme baskısı
Deutsche Bank‘ın yeni araştırması da, bunun herhangi bir değerleme baskısını telafi etmekten daha fazlası anlamına geldiğini, hatta S&P 500 düzeltilmiş kazanç oranının geçen yüzyıldaki en yüksek seviyeye yakın olduğunu belirtiyor.
Ayrıca Rieder mevcut değerlemelerin gergin olduğunu görse de, kazançlar önemli ölçüde artarsa piyasa çarpanlarının makul seviyelere dönebileceğini sözlerine ekliyor. Rieder, “İnsanlar, ben de dahil, çarpanın daha düşük olmasını istiyor ama bu oldukça zor. Jeopolitik ya da benzeri bir alanda çok büyük bir haber yoksa, doğal akış daha yüksek fiyatlara doğru oluyor” şeklinde konuşuyor.
Yakın vadede risk görünmüyor
Rieder’in daha önce yaklaşan risklere dikkat çekmiş ve ABD borcunun piyasada bir sarsıntıya yol açabileceğini öngörmüştü; ama bu hisse senedi piyasaları için ‘erken ve bir tehdit’ anlamına gelmiyor.
Rieder, “Piyasaların tekneye en yakın köpekbalığına tepki verme eğiliminde olduğunu düşünüyorum. Borç odaklı köpekbalığı Ocak veya Şubat’ta teknenin yanında olmayacak ama bir ara teknenin yanında olacağı da kesin. Harcama dinamiklerinin büyüklüğü, ihraç ettiğimiz borç miktarı ve tabii ki buna uygun olarak enflasyon ele alınmadığı sürece 2025’in sonları mı yoksa 2026’nın başları mı bilmiyorum ama olacak” demişti.