GR. ALTIN3.236,39
BTC104.654,73
ETH3.364,81
LTC129,79
BNB684,20
SOL239,57
AVAX35,41
ADA0,97
DOT6,36
31 Ocak 2025, Cum

Borsada panik satışlar endeks yatırımını riskli kılıyor

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

DeepSeek paniği, S&P 500’ün insanların düşündüğü kadar güvenli bir yatırım olmayabileceğini gösterdi.

ABD borsalarında DeepSeek sonrası yaşanan panik can acıtıcı oldu. Bu durum yatırımcıların S&P 500’e olan güvenini en azından bu dönemde sarsmış gözüküyor.

S&P 500 ve Nasdaq borsalarında yaşanan düşüş, yatırımcıların portföylerini böylesine büyük bir yıkım için yeniden kontrol etmeleri anlamında bir uyarı niteliği taşıdı.

Portföy çeşitlendirmesinde eksiklik

MarketWatch’tan Brett Arends’in haberine göre, ABD borsalarında Pazartesi günü yaşanan çalkantı, hem iyi hem de kötü haberler verdi.

İyi haber, bunun bir fincan çayda sadece bir günlük bir fırtına olabileceği ve birkaç ay veya hatta hafta içinde bu sarsıntının tamamen unutulabileceği ihtimali. S&P 500’deki yüzde 2’lik düşüşe ve Nasdaq’daki yüzde 3’lük düşüşe bakıldığında, borsanın herhangi bir uzun vadeli grafiğinde böylesi bir gerilemeyle çok zor karşılaşıldığı görülebilir. Uzun vadeli bir yatırımcı için önemli olabilecek herhangi bir ölçüte göre bu sayılar gerçekten de önemsiz kabul edilebilir.

Kötü haber ise, bu kargaşanın yatırımcılar için büyük bir uyanış çağrısı olması gerektiğidir. Ülke çapındaki 401(k)’lar, IRA’lar ve diğer emeklilik hesaplarındaki risk, DeepSeek gibi Çin yapay zeka rekabetinden veya ‘Muhteşem Yedili’ büyüme hisselerinin popülaritesinden kaynaklanmıyor. Bu, Washington’daki yeni yönetimden ya da bir ticaret savaşı olasılığından da kaynaklanmıyor. Tehlike, portföy çeşitlendirmesinden kaynaklanıyor; ya da daha doğrusu, portföy çeşitlendirmesi eksikliğinden.

ABD borsası, sadece yedi hissenin tüm S&P 500 Endeksi’nin üçte birini oluşturduğu gülünç bir duruma ulaştı. İçinde ‘500’ rakamı bulunan bir endekse yatırım yapan çoğu yatırımcı muhtemelen yatırımlarını 500 hisseye çeşitlendirdiklerini varsayıyor.

Endeks yatırımları ve piyasa değerlemeleri ilişkisi

Bu gerçekten de böyle ancak aynı zamanda sanıldığı kadar da böyle değil. Bunun nedeni, S&P 500’ün paranızı endeksteki tüm şirketler arasında eşit olarak dağıtmaması, bunun yerine hisse senedi piyasası değerlemelerine göre dağıtmasıdır. Bu, patlayan hisse senedi fiyatlarına göre en yüksek teorik değerlemeleri sergileyen şirketlerin diğerlerinden çok daha fazla paranızı aldığı anlamına gelir. Belli hisseler üzerindeki bu yoğunlaşma, endekslerde her zaman olur ancak şu anda olan normalin ötesinde bir aşırılıkta.

Nvidia ve Apple’a yakından bakıldığında, her birinin tek başına endeksin yüzde 7‘sini oluşturduğu görülüyor. Microsoft, Meta, Amazon, Alphabet ve Tesla dahil olmak üzere tüm ‘Muhteşem Yedili’ hisseleri ise tüm endeksin yaklaşık yüzde 33‘ünü oluşturuyor. Bu da emekliliğinizi 500 şirketin servetine yatırdığınızı düşünseniz de paranızın üçte birinin sadece yedi şirkette olduğunu kanıtlıyor.

Benzer alanlarda faaliyet gösteren şirketler

Riskli olan bir diğer nokta ise, hepsinin benzer alanlarda veya en azından yakından ilişkili alanlarda faaliyet göstermesi. Bu durum, kendinizi pek de güvende hissetmemeniz gerektiğini ortaya koyuyor.

Reklam Alanı

Veriler, Cuma günü itibarıyla, S&P 500 Endeks fonunda yatırımı olanların parasının, endekste en altta yer alan 200 şirketten daha fazla Nvidia hissesinde olduğunu doğruluyor. Endekste en alttaki 400 şirketten daha fazla para ise ‘Muhteşem Yedili’ hisselerinde tutuluyor. Bunun en makul açıklaması ancak ‘çılgınlık’ olabilir.

Şu anda endeksi satın alan herkes, Nvidia gibi Walgreens Boots Alliance, Campbell’s, Hasbro, MGM Resorts International veya Caesars Entertainment gibi geleceği belirsiz ve küçük şirketlere yatırdıklarından 400 kat daha fazla parayı tek bir hisse senedine yani Nvidia’ya yatırıyor. Nvidia’ya yatırdığınız para, Jack Daniel’s adlı, ‘kimsenin duymadığı’ niş bir viski markasının üreticisi olan Brown-Forman’a yatırdığınız paranın 500 katından fazlasına karşılık geliyor.

Piyasa verimliliği bilmecesi

Bu hisse senetleri arasında bir kıyaslama yapmak elbette imkansız. Hangi şirkete yatırım yapılmasının daha yüksek getiri sağlayacağı da elbette cevabı verilemez bir soru. Ancak 500 kat verisi, yine de bir şeylerin ters gittiğini gösteriyor. Bu durum aslında piyasanın verimli olmadığı anlamına da geliyor. Bir hisse senedi diğerinden 500 kat daha iyi bir bahisse, piyasa fiyatları nasıl doğru bir şekilde belirleyebilir ki?

En pahalı hisse senetlerine ağırlık veren bir endekse yatırım yapmanın bariz bir alternatifi var: Tüm üyeleri eşit şekilde ağırlıklandıran bir endeks. ‘Eşit ağırlık’ endekslemesinin destekçileri bazen buna ‘akıllı beta’ veya hatta ‘değer yatırımı’ dese de, belki de asıl sihir sadece tarafsızlığındadır çünkü bu sayede hisse senedi yelpazesinde maksimum çeşitlendirmeyi elde edersiniz. Bu işlemle, Nvidia bahsiniz S&P 500’deki tüm bahsinizin 1/500’üdür.

Eşit ağırlıklı endeks ve değer odaklı endeks

Peki bu işe yarayan bir strateji midir? Elbette. Son 25 yılda, MSCI’nin eşit ağırlıklı ABD Endeksi, normal, boyut ağırlıklı endeksini yılda ortalama 1,2 puan geride bıraktı. İki endeksin brüt getirilerine dayanarak, 1999 sonunda eşit ağırlıklı endekse yatırım yapan biri, bugün normal boyut ağırlıklı endekse yatırım yapan kişiden üçte bir oranında daha zengin olurdu.

Bu, eşit ağırlıklı endeksin son 10 yıldır normal endeksten daha kötü performans göstermesine rağmen doğru. Bu yeni durum ise temettüler dahil olmak üzere toplam hissedar getirilerine dayanıyor.

MSCI ayrıca, eşit ağırlıklı endeks için temettüler hariç, 1970’lerin ortalarına kadar uzanan fiyat verilerine de sahip. Normal, boyut ağırlıklı endeksle doğrudan bir karşılaştırma, eşit ağırlıklı endeksin yarım yüzyıl boyunca yılda ortalama 1 puanın biraz üzerinde bir oranda daha yüksek getiri sunduğunu gösteriyor. Eşit ağırlıklı endeks beş yıllık dönemlerin üçte ikisinde daha iyi performans gösteriyor.

Yakınlık etkisi ve yatırımcı tercihi

On yıl kadar önce, Research Affiliates‘ten Rob Arnott ve meslektaşları, analizi daha da geriye götürdüler ve 1964’ten 2012’ye kadar, eşit ağırlık endekslemesinin geleneksel, değer veya ‘sermaye’ endekslemesini yılda ortalama 1,8 puan geride bıraktığını buldular.

Davranışsal finans, ‘yakınlık etkisi’ne vurgu yapar. Bu etki, yakın zaman önce gerçekleşmiş olaylara çok fazla ağırlık verme yönündeki yerleşik önyargı anlamına geliyor. Normal, boyut ağırlıklı S&P 500 Endeksi, son 10 yıldır eşit ağırlıklı versiyonu gerçekten de geride bıraktı. Bu nedenle, ‘yakınlık etkisi’ yatırımcılara, bunun böyle devam edeceği önyargısını aşılıyor.

Tüm bu verilerin ardında iş elbette yatırımcıların kendisinde bitiyor. Endeks yatırımlarınızda aldığınız riski yüksek tutup değer odaklı bir yatırımı tercih edebilir ya da paranızın çoğunu benzer alanlardaki birkaç büyük şirkete yatırmaya devam ederek gelecek 10 yılın son 10 yıla benzemesini umabilirsiniz.

0
be_endim
Beğendim
0
dikkatimi_ekti
Dikkatimi Çekti
0
do_ru_bilgi
Doğru Bilgi
0
e_siz_bilgi
Eşsiz Bilgi
0
alk_l_yorum
Alkışlıyorum
0
sevdim
Sevdim
Sorumluluk Reddi Beyanı:

Pellentesque mauris nisi, ornare quis ornare non, posuere at mauris. Vivamus gravida lectus libero, a dictum massa laoreet in. Nulla facilisi. Cras at justo elit. Duis vel augue nec tellus pretium semper. Duis in consequat lectus. In posuere iaculis dignissim.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

BigBorsa ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!