Mücevher İhracatçıları Birliği, RJC (Responsible Jewellery Council) üyesi olarak ilk sürdürülebilirlik raporunu açıkladı.
Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Yakın, konuşmasında “Artık dünya genelinde tüketiciler sadece estetik ve kaliteyi değil, bir ürünü satın almadan önce o ürünün çevresel ve sosyal etkilerini de dikkate alıyor. “sözleriyle tüm mücevher firmalarını RJC üyesi olarak küresel sürdürülebilirlik kurallarına uymaya çağırdı.
Mücevher sektörünün, Türkiye’nin en yüksek katma değerli ihracatına imza attığını belirten MİB Başkanı Burak Yakın, uluslararası ticaretin sekteye uğradığı pandemi sonrası dönemde, Türkiye ekonomisindeki zorluklara ve altın farklarına rağmen sektörün hızla toparlanması için önemli adımlar attıklarını belirterek şunları söyledi:
“Bu süreçte birçok sektörün düşüş yaşamasına rağmen, Birliğimizin liderliğinde mücevher ihracatı dikkat çekici bir artış kaydetti. Ocak ayından bugüne mücevher ihracatımız, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15 artışla 4 milyar 921 milyona ulaştı. Bu artışı, külçe altın ihracatındaki 300 milyon dolarlık azalmaya rağmen, bitmiş takı ihracatımızdaki güçlü artışla sağladık.
Bitmiş takıdaki ihracatımız ise 3 milyar 780 milyon dolara ulaşarak geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 44’lük çarpıcı bir artış gösterdi. Külçe altın ihracatındaki aynı dönemde yüzde 23’lük düşüşe dikkatinizi çekerim. (Bize külçeci deyip altın ticareti için çalıştığımız eleştirisi yapanlara bu rakamlar en iyi cevap, işte rakamlar ortada külçe ihracatı düştü, üretimden ihracat yüzde 50 arttı) Bu rakamlara sınır ticaretimizi ve yolcu beraberi ihracatımızı da katarsak ben inanıyorum ki 10 milyar dolara yakın bir ihracatı yakaladık.”
Mücevher sektörünün estetik ve katma değeri yüksek ürünler üretmenin ötesinde, çevresel ve sosyal sorumluluklarına da dikkat çeken Yakın bu nedenle, mücevher sektöründe sürdürülebilir ve sorumlu üretim farkındalığı yaratmayı amaçladıklarını anlattı.
Responsible Jewellery Council (Sorumlu Mücevher Konseyi) üyeliğinin bu yönde atılmış önemli bir adım olduğunu vurgulayan Yakın, dünya nüfusundaki artışa bağlı olarak sanayileşmenin de aynı hızla artması, doğal kaynakların çok hızlı ve kontrolsüz bir şekilde kullanılması nedeniyle sürdürülebilirlik kavramının daha da önem kazandığını anlattı.